Faşist AKP'nin eli kanlı katil polisleri daha önce defalarca kaçırmaya çalıştığı, katletmek için üzerine ateş açtığı Murat Yüksel'i 20 Kasım Pazar günü sabaha karşı kaldığı evi onlarca özel harekat ve siyasi şube polisiyle, zırhlı polis araçlarıyla basarak, işkence yaparak gözaltına aldılar. Arkadaşımızın şu anda kafasından ve vücudunun bir çok yerinden yaralı olduğunu biliyoruz. Ve halk düşmanlarının elinde geçirdiği her dakika Murat için işkence demek, dayak demek, küfür-hakaret demek...
Polis terörü, gözaltı ve tutuklama terörü ve her türlü baskı devrimcilere nedamet getirtmek içindir.
Baskının amacı devrimciliği bıraktırmaktır... Murat nezdinde de kazanan bir kez daha devrimcilikte ısrar olmuştur. Devrimcilik zoru görünce bırakılacak bir iş değil; yaşımız ister 17 olsun ister 47, 57 olsun bir ömür boyu yaşayacağımız ve yaşatacağımız onurdur. Che'nin deyimiyle "devrimden başka bir hayat yoktur" bizim için... İşte Murat genç yaşında bunları bilince çıkarmış bir devrimcidir, bir Kürt gencidir, bir Gazi yiğididir...
Tıpkı 1 hafta önce gözaltına alınıp tutuklanan adaşı ve akranı Murat Can ARSLAN gibi...Faşizm 17'sinde gençlerimizden korkuyor, korktuğu için de saldırıyor onlara. Halk çocuklarını, 17'sinde Gençlerimizi devrimci saflara, mücadeleye yönelten şey faşizmin kendisidir. Faşizm, saldırılarını ne kadar arttırırsa arttırsın, devrimciler var oldukça, halk çocukları faşizme karşı öfkelerini güce, somut pratiğe dönüştürecek fırsata sahip olacaklardır.
Ailelerimiz;
Muratlarımız bizim onurumuzdur, cesaretimizdir, geleceğimizdir. Gurur duyun ki böyle çocuklarımız var, gurur duyun ki böyle delikanlılar yetiştiriyor halkımız. Onlara sahip çıkmak tüm ailelerimizin görevidir...
Gençlerimiz;
Bizim en büyük örneğimiz şehitlerimizdir... 17'sinde, 18'inde savaşarak şehit düşenler öğretmenlerimizdir. Ve bununla beraber yanı başımızdaki arkadaşlarımıza, akranımızken devrimin yükünü omuzlayan yoldaşlarımıza bakalım ve onları örnek alalım. Onların da aileleri var, onların da kanları kırmızı, onların da bir canları var... Yani bizimle aynılar... O halde biz de onların yaptıklarını yapabiliriz ve de yapmalıyız. Arkadaşlarımızdan boşalan yerleri doldurmak için seferber olmalı, yarışmalıyız. Adım atmalı ve örgütlenmeliyiz. Bunu yaptığımızda faşizmin yenilgisini daha da büyütürüz.
Murat Yüksel şu an katil polislerin elinde ve işkence altında. Kafasına dipçiklerle vurulmuş, kaşında yırtıklar var ve daha netleştiremediğimiz fazlası var Murat'ın vücunda. İşkenceye sessiz kalmamalıyız...
Sonuç olarak;
Faşizm işkence ile gözaltına alarak, tutuklayarak halk çocuklarını teslim alamayacak. 80 milyon halkımızı teslim alamayacak. Arkadaşlarımıza yapılan işkencenin hesabını halkın adaletiyle, örgütlenerek ve faşizme karşı mücadeleyi büyüterek mutlaka soracağız...
MURAT YÜKSEL SERBEST BIRAKILSIN!
İŞKENCE YAPMAK ŞEREFSİZLİKTİR!
FAŞİZME TESLİM OLMAYACAĞIZ!
FAŞİZMİ YENECEĞİZ!
GAZİ HALK CEPHESİ
20 Kasım 2016