YUSUF TAŞ 54 GÜNDÜR AÇ!
ALMAN EMPERYALİZMİ VE HEİMSHEİM HAPİSHANE İDARESİ NE YAPMAK İSTİYOR?
Almanya Heimsheim hapishanesinde bir özgür tutsak olan Yusuf Taş,
üzerinde uygulanan ırkçı ve baskıcı politikalara karşı 54 gündür bedenini
açlığa yatırarak direniyor.
Yusuf Taş tamamen demokratik hak olan konser düzenlemek, konser bileti
satmak gibi gerekçelerle cezalandırıldığı yetmiyormuş gibi, bir de dünyanın en
ağır işkencelerinden ve insanlık suçlarından olan tecrite tabi tutulmaktadır.
Tecrit yanında ana dilde mektup yazmanın yasaklanması, soyarak arama, ziyaret
yaptırmama hatta avukatları ile haberleşmesine engeller çıkarma gibi çok
çeşitli baskılarla karşıkarşıya kalmıştır.
Cezası kesinleştikten sonra sevkedildiği Heimsheim Hapishanesi idaresi,
hiç bir yasa, kural tanımamacasına, hükümlülerin yararlandığı haklardan Yusuf
Taş'ı yararlandırmamakta, çeşitli baskılarla Onu yıldırmaya ve düşüncelerinden
vaz geçirmeye çalışmaktadır.
Bu uygulamalarından en son Yusuf Taş' ın direnişi sonucu geri adımlar
atsa da hala anadilde mektup yazma ve haberleşme konusundaki dayatmaları sürmektedir.
Örneğin Yusuf Taş' a Türkçe mektup yazdığı kişilerin Almanca bilmediğini ispat
etmesi de dayatılmaktadır. Bunun anadili yasaklamaktan farkı nedir. Yusuf Taş
neden tek tek mektup yazdığı kişilerin Almanca bilmediğini ispat etsin. Bu hem
zahmetli hem de her türlü istismara açık bir uygulamadır. Ana dille haberleşme
hakkı ya vardır ya yoktur. Kimse onu keyfine göre sınırlandıramaz. Bu en hafif
deyimle ırkçılıkta ısrardır.
Anadilde haberleşme hakkı en evrensel insan haklarındandır.
Düşüncelerinden vaz geçirmek için bir insana baskı yapılması yine en
evrensel insan haklarından olan düşünce özgürlüğü hakkının ihlalidir.
İşine geldiği zaman en keskin insan hakları savunucusu görünen Alman
emperyalizmi, devrimciler söz konusu olduğunda bu hakları rahatlıkla ihlal
edebilmektedir.
Bir ülkede insan hakları ya vardır ya yoktur. Kimse onları
karşısındakilerin niteliğine göre, kendi çıkarlarına göre uygulayamaz. Kaldı ki
insan hakları esasen düzen muhaliflerinin haklarının korunması için formüle edilmiştir.
Sadece kendi taraftarlarının hak ve hukukunu savunan bir düzen ne insan hakları
savunucusudur ne de demokrattır. En koyu diktatörlükler bile kendi
taraftarlarına sınırsız ''özgürlük'' tanır.
O halde Alman emperyalizmi ne yapmak istiyor?
Ya bunların bir izahını yapmalı ya da demokratlıktan ve insan hakları
savunuculuğundan vaz geçmelidir!
Bir insanı ana dilinde haberleşme hakkı için 54 gündür açlığa mahkûm
etmeye kimin hakkı vardır?
Eğer Alman emperyalizmi ben egemenim istediğimi yaparım diyorsa Yusuf
Taş gibi direnişçiler de her yolla ona karşı mücadele etme hakkına sahiptir.
Zalim yönetimlere karşı direnme hakkı herkesin sahip çıkması ve desteklemesi
gereken bir haktır.
Halkımız, Tüm dünya Halkları,
Yusuf Taş 54 gündür açtır.
Onun açlıkla direnişi hepimizin hakları için bir direniştir.
Ona sahip çıkalım.
Direnişini zaferle noktalaması için elimizden gelen desteği sunalım.
Onun zaferi hepimizin zaferi olacak, hepimizin ırkçı politikalara
vurduğu bir darbe olacaktır.
KAHROLSUN EMPERYALİST IRKÇI BASKILAR VE TECRİT POLİTİKALARI!
YAŞASIN DEVRİMCİ TUTSAKLARIN ONURLU DİRENİŞİ!
YUSUF TAŞ YALNIZ DEĞİLDİR!
HALKIN HUKUK VE YARDIMLAŞMA
MERKEZİ