25 Haziran 2020 tarihinde akşam saatlerinde, Avukat Özgür
Yılmaz ve Avukat Süleyman Gökten'in gözaltına alındıkları ve İstanbul emniyet
müdürlüğünde bulundukları bilgisi tarafımıza iletilmiştir. Meslektaşlarımızca
yapılan avukat görüşünde, arkadaşlarımızın sağlık durumlarının iyi olduğu, üst
araması sırasında darp edildikleri ve kendilerine su verilmediği öğrenilmiştir.
Ayrıca Avukat Özgür Yılmaz ve Avukat Süleyman Gökten'in yarın Çağlayan
Adliyesi'ne çıkarılacakları da edinilen bilgiler arasındadır.
Avukat arkadaşlarımız 14 Eylül 2018 tarihinden bu yana
aranmaktaydı. Tutuklu yargılandıkları İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi'nin beş
gün süren ilk duruşması sonrası 14 Eylül 2018 tarihinde tutuklu olan tüm
avukatlar ile birlikte tahliye edildiler. Tahliye kararında "sanıkların
avukat olması, AİHM içtihatları ve suç vasfının değişme ihtimali"
gerekçelerine yer verildi. Tahliye kararından kısa bir süre sonra dosyaya aleni
bir şekilde müdahale edildi ve sarih gerekçelerle tahliye kararı veren İstanbul
37. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 12 avukat arkadaşımız hakkında
"tutuklamaya yönelik yakalama" adı altında Ceza Muhakemesi Kanununda
yer almayan bir karar verildi. Karardan sonra gözaltına alınan 6 avukat
arkadaşımız tekrar tutuklandı. Avukatların tamamı hakkında tahliye kararı veren
mahkeme heyeti hızla dağıtıldı ve tenzil-i rütbe edilerek daha düşük derecede
mahkemelere atandı. Dağıtılan mahkeme heyeti yerine ise hükümete yakınlığı
ortada olan, gerektiğinde Anayasa Mahkemesi kararını tanımayan, toplumsal
dosyalarda verdiği hukuka aykırı kararlarla tanınan bir mahkeme başkanı ve 2
üye atandı.
Avukat Süleyman Gökten ve Avukat Özgür Yılmaz, kısaca
bahsettiğimiz ve tüm kamuoyunca hukuksuzluğu ortada olan "tutuklamaya
yönelik yakalama" kararına uymamış ve Avukatlık mesleğini her koşulda
sürdürme kararı almıştır. Yasa devleti olan ve fakat devletin kendi koyduğu
yasalara bile uymadığı, mahkeme kararlarının bizzat devletçe tanınmadığı
ülkemizde, avukat arkadaşlarımız en doğal ve meşru haklarını kullanmış ve
yapılan tüm bu hukuksuzlukları tanımamışlardır.
Avukat Özgür Yılmaz, hukuka aykırı bir şekilde arandığı
dönemde İçişleri Bakanlığı tarafından hazırlanan "terör arananlar
listesine" konulmuştur. Masumiyet Karinesi, Yaşam Hakkı gibi en temel
insan haklarına aykırı olan bu uygulama ile adeta avukat arkadaşımızın başına
"ödül" konmuştur.
Onları hiç görmeyen bir heyet tarafından yapılan,
yokluklarında görülen ve "yargılama" bile denemeyecek işlemler
neticesinde, Avukat Özgür Yılmaz hakkında 13 yıl 6 ay, Avukat Süleyman Gökten hakkında
10 yıl 6 ay hapis cezası verilmiştir. Yüz-yüzelik ilkesine aykırı olan bu karar
ile adil yargılanma ilkesi açık bir şekilde bir kez daha ihlal edilmiştir.
Ayrıca avukat arkadaşlarımızın ek savunma hakkı ve son söz hakları da ihlal
edilmiştir. Avukat arkadaşlarımız bu ve buna benzer pek çok hukuksuzluğa karşı
durmuş ve yasaları dahi dinlemeyen böyle bir mahkemenin kararını tanımamıştır.
Avukat Özgür Yılmaz ve Avukat Süleyman Gökten, tarihte pek
çok hukukçunun başvurduğu bir yönteme başvurmuştur. Çarlık Rusya'sında hukuka
aykırı mahkeme kararlarına uymayan Vladimir İlyiç Lenin, Küba'da Batista
diktatörlüğüne teslim olmayan Fidel Castro ve Fransa'da müvekkilleri ile
özdeşleştirilen ve hakkında çıkarılan yakalama kararına uymayan Jacques Verges;
bir hukukçu olarak yapılan hukuksuzlukları kabul etmemiş ve siyasi kararlar
karşısında teslim olmamıştır. Lenin, Fidel ve Verges onlarca örnekten bir
kaçıdır. Yaşanan adaletsizliğe teslim olmamak her hukukçunun en asli görevidir.
Avukat arkadaşlarımız böyle bir sorumluluk ve tarih bilgisiyle yasa devletine
yani faşizme teslim olmamıştır.
Avukat arkadaşlarımız Özgür Yılmaz ve Süleyman Gökten'in
hukuksuzluk karşısında teslim olmaması meşru olandır. Asıl meşru olmayan avukat
arkadaşlarımızın listelere konulmasıdır. Meşru olmayan, avukat arkadaşlarımızın
hukukta yeri olmayan "tutuklamaya yönelik yakalama" kararı ile
gözaltına alınmasıdır.
Avukat Süleyman Gökten ve Avukat Özgür Yılmaz yarın Çağlayan
Adliyesinde mahkemeye çıkarılacaktır. Tüm meslektaşlarımızı, adaletsizliğe
teslim olmayan meslektaşlarımızı yani savunmayı savunmaya çağırıyoruz.
Adaletsizliğe Karşı Direnmek Haktır!
Halkın Hukuk Bürosu