Ne Halkı Ne Halkın Avukatlarını
Gözaltı Ve Hukuk
Terörüyle Teslim Alamazsınız Yok Edemezsiniz
Halkın Avukatı
Seda Şaraldı Serbest Bırakılsın!
28-29 Ekim tarihlerinde bir kez daha AKP
faşizminin gözaltı ve hukuk terörüyle karşılaştık. İstanbul, Ankara, İzmir,
Adana, Hatay, Mersin ve daha pek çok ilde onlarca kişi evleri, iş yerleri
basılarak, sokak ortasında kaçırılarak işkencelerle gözaltına alındı. Başta AKP
medyası olmak üzere burjuva medyada “DHKP-C’ye büyük operasyon”, “DHKP-C’ye
ağır darbe”, “12 ilde DHKP-C operasyonu” gibi ifadelerle ve AKP faşizminin
yalan ve demagojileriyle dolu haberlerde 12 ilde 99 kişinin gözaltına alındığı şeklinde
verildi bu haber.
Faşizmin yönetememe krizinin
derinleştiği her dönemde en iyi bildiği ve yaptığı şey halkı baskı ve terörle
sindirmeye çalışmaktır. Yalan ve demagojilerle demokratik alanda, haklar ve
özgürlükler mücadelesi veren kişi ve kurumları terörize ederek demokratik
mücadele zeminini yok etmektir. Bugün bunun örneğini bir kez daha yaşıyoruz. Bu
operasyonun, bu zorbalığın başka bir açıklaması yoktur.
Burjuva medyanın yalanlarla süslediği
haberlerinde “örgütün üst düzey yöneticileri”, “Silahlı Propaganda Birlikleri
üyesi” vb. olduğu söylenen 99 kişi avukat, mühendis, işçi, memur, sanatçı, emekli,
öğrenci, ev kadınına ve daha pek çok kesimden halktan insanlar, devrimciler ve
devrimcilerin dostlarıdır. Gözaltına alınanlar arasında Grup Yorum ve Grup
Yorum Korosu üyesi sanatçılar, Halkın Hukuk Bürosu emekçisi bir avukat da
vardır. Hepsinin ortak özelliği AKP
faşizmin bütün baskı ve terörüne, sindirme ve yok etme saldırılarına rağmen
demokratik hak ve özgürlük mücadelesinden vaz geçmemeleridir. Bütün bedelleri
göze alarak adalet istemeye, işlerini, ekmeklerini istemeye devam etmeleridir.
Devrimcilerin dostu olmaya, kapılarını devrimcilere açmaya devam
etmeleridir.
AKP faşizmi, bu “büyük
suçları” emrindeki polis, savcı ve hakimleri kullanarak cezalandırmak, onları
kendisi için tehdit olmaktan çıkarmak için elinden geleni yapıyor. Bugün onlarca
kişi bu sebeple gözaltına alınmıştır. Gözaltına alınan kişilere bu sebeple
işkence edilmektedir. Gözaltına alınan bir kadın devrimciye kameralı bir odada
çıplak arama işkencesi yapılmıştır. Gözaltına alınan birçok kişiye zorla;
baskı, tehdit ve şantajla işbirlikçilik dayatmasında bulunulmuş, diğer kişiler
aleyhine ifadeye alınmaya çalışılmıştır. AKP faşizminin polisi, böylece daha
önce pek çok örneğini gördüğümüz Berk Ercan gibi yeni işbirlikçiler yaratmaya,
yeni komplolar kurmaya çalışmaktadır. Tüm bunlarla amaçladıkları yeni bir korku
ve güvensizlik ortamı yaratarak halkı baskı ve terörle sindirmektir.
AKP faşizmin baskı ve terörle
sindirmeye çalıştıkları arasında halkın avukatları da vardır. Halkın avukatı
Seda Şaraldı da bu “büyük operasyon” kapsamında Denizli’deki evinden, ailesinin
yanından hukuksuz bir şekilde gözaltına alınmış ve gözaltına alındığı andan
itibaren pek çok işkenceye maruz kalmıştır.
Halkın
avukatı Seda Şaraldı’nın evine yapılan baskın ve arama yasadışıdır. Avukat
olmasına ve yasaya göre arama sırasında Cumhuriyet savcısı ve Baro görevlisi
hazır bulunması gerekirken bu yapılmamıştır. Hakkında arama kararı bulunan kişi
olarak yalnızca kendisine ait eşyalar aranabilecek ve yalnızca kendisine ait
eşyalara el konulabilecekken tüm aile fertlerinin telefonlarına ve özel
eşyalarına el konulmuştur. Bunun adı hukuk değil zorbalıktır. Bu yapılan hukuka
uygun soruşturma değil faşizmin keyfiliği, zorbalığıdır.
Bu
zorbalık sadece arama ve el koymayla sınırlı değildir. Zorbalık, bütün gözaltı
sürecinde devam etmiş ve etmektedir. Seda Şaraldı, Denizli Tavas İlçe Jandarma
Karakolunda 24 saatten uzun bir süre gözaltında tutulduktan sonra 30 Ekim
sabahı İstanbul’a götürülmüştür. Seda Şaraldı İstanbul’a götürülürken de
işkenceye maruz kalmış, 8 saatlik yolculuk boyunca polis aracında ters
kelepçeli bir şekilde tutulmuştur.
İstanbul’a
getirildiğinde ise önce sağlık kontrolü bahanesiyle hastaneye götürülmüş,
burada aynı operasyon
kapsamında değişik illerden gözaltına alınan kişilerle birlikte kalabalık bir
otobüse konulmuş, otobüste bulunan kişiler arasında Covid-19 testi pozitif
çıkan, bu durumu polislerce de bilinen bir kişi de bulunmasına rağmen burada
saatlerce bekletilmiştir. Bulaşıcı ve ölümcül bir virüs olan, bütün dünyada
yüzbinlerce kişinin ölümüne neden olan Covid-19’un bulaşma riskinin yok
sayılarak insanların kalabalık şekilde bir arada tutulması açıkça “öldürmeye
teşebbüs” suçunu oluşturmaktadır.
Halkın avukatı Seda
Şaraldı'ya gözaltında tutulduğu İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele
Şubesi’nde de "parmak izi" alınması bahanesiyle açık bir şekilde
işkence yapılmıştır. Parmak izi alınma işlemi sırasında Av. Seda Şaraldı'nın
kafasına defalarca tekme atılmış, bu işkence parmak izi alındıktan sonra da
devam etmiştir.
Elbette işkenceye maruz
kalan yalnıza halkın avukatı Seda Şaraldı değildir. Gözaltına alınan tüm
kişilere aynı işkenceler uygulanmış ve uygulanmaktadır. İşkence insanlık
suçudur. Sessiz kalmak bu suça ortak olmaktır.
Tüm meslektaşlarımızı, ulusal-uluslararası
hukuk örgütlerini ve halkımızı bu keyfi ve yasadışı gözaltılara, işkencelere ve
halkın avukatlarına yönelik bu saldırılara karşı birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz.
Halkın Hukuk Bürosu Enternasyonal Büro
30.10.2020