olan Turan Aktaş ile yaptığımız röportajı sizlerle
paylaşıyoruz.
22.12.2020
İŞÇİ HAREKETİ GAZETESİ:
Kendinizi kısaca tanıtabilir misiniz?
TURAN AKTAŞ: Merhaba ben Turan Aktaş. Şişli Belediyesinde
çalışırken haklarını aradığım için
işimden atıldım ve 377 gündür belediyenin önünde direnişimi
sürdürüyorum.
İŞÇİ HAREKETİ GAZETESİ:
İşten atılma gerekçenizi anlatabilir misiniz?
TURAN AKTAŞ:
Tabi ki, AKP'nin KHK ile çıkartmış olduğu yasayla alakalı
bir dava açmıştım Hayri İnönü'nün
döneminde (önceki belediye başkanı). Sırf bu davayı açtım
diye Muammer Keskin geldikten sonra 'ya
bu davadan feragat edeceksin ya da işinden olacaksın'
diyerek beni işimden ettiler.
İŞÇİ HAREKETİ GAZETESİ:
Peki, bildiğimiz kadarıyla işe dönüş davanızı ve KHK'ya
karşı açmış olduğunuz davayı kazanmıştınız. Şu
andaki hukuki süreç ne durumda?
TURAN AKTAŞ:
KHK'ya karşı açmış olduğum davayı da kazandım işe dönüş
davamı da kazandım. Her ikisini de istinaf
mahkemesine yani bir üst mahkemeye götürdüler, itiraz
ettiler. Fark etmez, hangi mahkemeye
giderse gitsin, ister Yargıtay’a da gitsin, ben iki davayı
da alacağım, işimi de alacağım. Bu yüzden
burada eylemime devam ediyorum.
İŞÇİ HAREKETİ GAZETESİ:
Sağlık sorunlarınız var, peki onlar ne durumda ne
rahatsızlığınız var anlatabilir misiniz?
TURAN AKTAŞ:
Buraya oturduğumuz tarih 2019'un Aralık'ının 10'uydu. Bu
tarihten beri burada oturuyoruz. Tabi
üstümüzden yağmurlar geçti, soğuklar geçti, yaz geçti, bir
kış daha geldi. Sonuç olarak insanın doğal
yapısından kaynaklı bir rahatsızlık bir yerlerden patlak
veriyor. O patlak bende de akciğerlerimde
baloncuk yapma şeklinde oluştu. Ve göğüs ağrısı sebebiyle
hastaneye gittim. Okmeydanı SSK ve eski
Kasımpaşa Subay Hastanesine gittim. İkisi de aynı neticeyi
koydu: 'baloncuk var, dikkat edeceksin, herhangi bir trafik kazasına, bir
kavgaya karışmayacaksın göğsüne darbe almayacaksın, patladı
patlayacak' gibi söylemlerde bulundular doktorlar.
İŞÇİ HAREKETİ GAZETESİ:
Peki, yaşadığınız sağlık sorunlarına rağmen direnmeye devam
ediyorsunuz, bu konuda söylemek
istediğini bir şey var mı?
TURAN AKTAŞ:
Ben Belediye başkanı Muammer Keskin'e kendi sayfasından da
yazdım, özel mesaj olarak da attım.
Benim bir sözüm var, kendime bu söz, aileme bu söz,
arkadaşlarıma bu söz. Ben buradan işimi aşımı
almadan onurumu almadan kalkmayacağım. Burada öleceğimi
bilsem, ben bu Muammer Keskin'e
burada boyun eğmeyeceğim.
Biz hırsızlık yapmadık, biz onursuzluk yapmadık, biz
hakkımızı aradık, hakkımızı alana kadar da
buradayım. Gerekirse arkadaşlarıma ve aileme de
söyleyeceğim; gerekirse cenazem buradan da
kalksa, ben işimi onurumu almadan, ekmeğimi almadan buradan
kalkmak gibi bir niyetim yok.
İŞÇİ HAREKETİ GAZETESİ:
Peki, CHP'den bir görüşme talep eden birisi oldu mu bu
süreçte?
TURAN AKTAŞ:
Yok, görüşme talebinde bulunan kimse olmadı. Aksine, ben
Veli Ağbaba'yı aradım, Seyit Torun'u
aradım, Milletvekili Ali beyi aradım. Bunları da aradım ama
hiçbir temasta bulunulmadı, hiçbir geriye
dönüş olmadı. Sadece Seyit Torun'un -danışmanı mıydı,
sekreteri miydi bilmiyorum- bana dönüş
yaptı. İşte efendim 'ne diyorsunuz, belediyenin işe almama
hakkı var' gibi bir söylemde bulundu. Ben
de kendisine şunu söyledim: CHP işine geldiği zaman hukuka
inanıyor, davalarda AKP'ye kalkıp
'adalete saygılı olacaksınız, mahkeme kararlarına saygılı
olacaksınız' diyor. Peki benim davama gelince
CHP bu mahkeme kararlarına niye saygı göstermiyor? Adalete
niye saygı göstermiyor, hukuka niye
saygı göstermiyor? Sadece CHP yönetimine, Enis Berberoğlu
gibi milletvekillerine mi bu saygı var
yoksa halka da mı bu saygı var? Eğer halka da bu saygı varsa
bu saygıyı göstersinler, mahkeme
kararlarına uysunlar.'
İŞÇİ HAREKETİ GAZETESİ:
Üyesi olduğunu DİSK/GENEL-İŞ Sendikasının bu konu hakkında
herhangi bir girişimi oldu mu, yada size
herhangi bir dönüşleri oldu mu?
TURAN AKTAŞ: Valla buraya oturduğumuzdan bu yana, DİSK'e
gittik, Arzu Çerkezoğlu ile onlarca defa görüşme yaptık.
'Bizimle alakası yok, GENEL-İŞ'in şeyi.' dedi her seferinde.
GENEL-İŞ'e gidiyoruz, 'bizimle alakası yok.'
Kiminle alakası var o zaman? Remzi Çalışkan'la birebir
kendim görüştüm telefonda. 'Ne yapmaya
çalışıyorsunuz başkan, sizin derdiniz ne, amacınız ne? Bu
Şişli Belediyesinde bir mağduriyet var, bu
mağduriyete neden el atmıyorsunuz? Remzi Çalışkan'ın dediği
tek şey şu: 'işte ben elimden gelen her
şeyi yapıyorum' Hayır! Sen elinden geleni yapmıyorsun! Sen
Şişli işçisini Muammer Keskin'e ve
yandaşlarına teslim ettin ve Şişli Belediyesi İşçilerine
bobbingler uygulanıyor, baskılar yapılıyor, zoraki
çıkarmalar yapılıyor. Sen sadece Şişli Belediyesinde benim
yetkim düşmesin, işçinin üzerinden
alacağım paralara bakarım diyorsun ve başka da bir şey
yapmıyorsun. Sen 3 maymunları oynuyorsun.
İŞÇİ HAREKETİ GAZETESİ:
Peki sizin gibi işi, ekmeği için direnen Yüksel
Direnişçileri geçtiğimiz aylarda tutuklandılar, bu konuda
söylemek istediğiniz bir şey var mı?
TURAN AKTAŞ: Bu konuda söylemek istediğim çok basit:
Direnmek bir insanın özlük, anayasal hakkıdır. Anayasal bu
hakkı kullanmak, işinden aşından olanlar gibi, her insanın
da hakkıdır. Düşünce farkı da önemli değil
ne olursa olsun. Bu bir ekmek kavgasıdır, bu bir iş
kavgasıdır. Yüksel direnişçileri de burada işini, aşını,
ekmeğini, onurunu almak için direniyor. Neden? Bu ülkede
yüzbinlerce kişi KHK'larla, çıkartılmış olan
yasalarla işsiz kalmış. Ne yapacak bu insanlar? Başka nerede
çalışabilecekler, işlerini versinler kimse
direnmesin. Hakkını versinler, kimse direnmesin. Benim
diyeceğim tek şey var, direnmek anayasal
hakkımızdır, sonuna kadar da direneceğiz. Yüksel
Direnişçilerine özgürlük diyorum. Yüksel
Direnişçileri serbest bırakılsın diyorum.
İŞÇİ HAREKETİ GAZETESİ:
Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
TURAN AKTAŞ:
Son olarak eklemek istediğim tek şey şu: herkes, tüm arkadaş
çevrem duysun, ben bunu aileme de
söyledim, kimin ölüp kimin kalacağı belli olmaz. Benim
rahatsızlığımdan dolayı burada başıma
herhangi bir şey gelirse, benim cenazemin bu belediyenin
önünden kaldırılmasını istiyorum. Ben
duygu sömürüsü yapmıyorum, boyun eğmediğimi eller üstünde
tabutta giderken de göstermek
istiyorum.