Bırakılan dilekçede:
Almanya Adalet bakanı Marco Buchmann'a randevu talebini
yineleyen ve önceki görüşmelerindeki kendisinin sözünü hatırlatan direnişçiler
ardından 129-b yasasındaki madde'de belirtilen ". İkinci cümleye giren
hallerde failin kovuşturulabilmesi için, Adalet Bakanlığının izin vermesi
gerekir. İzin sadece, somut olayda veya genel olarak belli bir örgüt tarafından
ileride işlenebilecek fiillerin kovuşturulabilmesi için verilebilir. Adalet
Bakanlığı izin verme kararını oluştururken, örgütün eylemli girişimlerinin insanlık
onuruna saygılı bir devlet düzeninin temel değerlerine karşı olup olmadığına
veya dünya milletlerinin barış içinde birlikte yaşamalarının engellenmesi amacı
güdülüp güdülmediğine ve bütün haller göz önünde tutulduğunda, fiilin takbih
edilir nitelikte görünüp görünmediğine bakar." bölümü hatırlatılarak
Türkiye'nin Faşizm ile yönetildiğine dair Halkımızın ve Anadolu'nun Koçak'ı
Mustafa anlatıldı.
Dilekçede:
Bir itirafçı ve iftiracı'nın ifadesi sonucu AKP'nin katil
polisleri tarafında gözaltına alınan ve gözaltında işkence, baskı ve
tehditlerle İtirafçı olması için zorlandığını bunu kabul etmediği için, yine
AKP'nin cübbeli cellatları tarafından hakkında verilen müebbet hapis cezasına
karşı sadece "Adil Yargılanmak istiyorum" diyerek başlattığı ölüm orucunda
şehit düşen Mustafa Koçak anlatıldı.
Ölüm orucu sürecinde Koçak Mustafa'nın zorla müdahale
işkencesine mağruz kaldığı ve taciz ile birlikte zorla müdahale etmek için
Mengele artığı doktorların Koçak Mustafa'ya 73 damarının patlatıldığı
belirtilerek Türkiye'nin faşizm ile yönetildiğinin kanıtları direnişle birlikte
anlatıldı.
Faşist 129 Yasaları Kaldırılsın Komitesi