1 mayıs açıklamalar adana alibeyköy almanya altınşehir amed amerika anadolu anadolu alevi hareketi anadolu federasyonu anadolu kültür merkezi ankara antakya antalya antep anti-emperyalist cephe armutlu armutlu haber ataşehir avcılar avrupa avusturya bağcılar bahçelievler bakırköy basın emekçileri meclisi bayrampaşa belçika belgesel beşiktaş beykoz boğaziçi bulgaristan bursa cephe milisleri çağlayan çanakkale çayan çayan mahallesi çekmece çerkezköy dağevleri denizli dersim dev-genç devrimci alevi hareketi devrimci işçi hareketi dhkc dhkc gerilla direnişler diyarbakır doğançay duyurular dünya düzce elazığ emekli meclisi esenyurt eskişehir festival filistin filmler FOSEM Fransa galatasaray gazi Gebze gençlik gerilla giresun gözaltı grup yorum gülsuyu gülsuyu gülensu gündoğdu hacı ahmet Hacıahmet hacıhüsrev halk bahçesi halk cephesi halk meclisi halkın hukuk bürosu halkın mühendis mimarları hasan ferit gedik hasköy hatay hindistan hollanda Isparta idil halk tiyatrosu idil kültür merkezi ikitelli ingiltere İngiltere istanbul isveç isviçre İsviçre işçi meclisi italya izmir kadıköy kampanyalar kamu emekçileri cephesi karadeniz kartal kazova kazova bülten kınık kıraç kocaeli kore kurslar kuruçeşme küba küçükçekmece kültür sanat kütahya lubnan malatya maltepe Maraş mardin Mektuplarımızla Tecriti Kıralım mersin muğla Muharrem Karataş munzur nurtepe okmeydanı ortaköy ömürtepe örnektepe piknik Polonya radyo röportajlar sakarya samsun sanat meclisi sarıgazi sesli okuma Sevgi Erdoğan Vefa Evi siirt silivri silvan sinop spor suriye sümerler şiir şiirler şişli taksim tavır dergisi TAYAD tekirdağ tiyatro Tokat trabzon tuzla türkiye UTMP videolar wan yalova yenibosna yeşilkent yunanistan yürüyüş dergisi Zürich

Halkın Gücü TV’nin Hatay’daki Baskınlar ile ilgili Yapmış Olduğu Röportajın İngilizce Altyazılı Halini Paylaşıyoruz


Gülten Matur: Cumartesi günü sabahın erken saatlerinde baskına geldiler. Terörize ederek geldiler, silahlarla geldiler. Özellikle özel hareket timleriyle ve örgüte operasyon yapıyoruz bahanesiyle aslında depremzedelerin evleri el koymaya gelmişler. Saldırmaya gelmişler. Bunu da örgüte operasyon yapıyoruz havasıyla kapatmaya çalıştılar. Bizleri gözaltına aldılar. Gözaltına alırken de çocuk demeden yaşlı demeden yerlere yatırdılar kafalarına silah dayandı. Gerçekten İsrail’in Filistin’e girmesi gibi bizim yaşadığımız yerlere geldiler. Zaten çok önceden hazırlanmışlar tırları kepçeleri getirdiler. Bizler gözaltındayken evleri taşıma işleri de bitirdiler. Buradaki yaşam halkın dayanışmasıyla halkın gücüyle oluşturulan ortak bir yaşamdı. Depremzedelerle dayanışma için kurulmuş açlığı da yoksulluğu da yaşadığı zorlukları da paylaştığı birlikte bir şeyler yapmaya çalıştık. Dayanışmanın önüne geçemeyecekler. Dayanışma birlik olmak güzel bir şey. Bunu engelleyemeyecekler.

 

Selman Altınöz: Ben İnsan Hakları Derneği yönetim kurulu üyesiyim. Yaklaşık 5 aydır burada yaşıyorum. Çünkü benim evim yıkıldı. Daha doğrusu benim evimi yıktılar. Ondan sonra evsiz kaldım. Evsiz kaldığım için buraya geldik. Burada da insanca bir yaşam sürdürmeye çalışıyorduk. Ama sürekli gelip bizi tehditlerle provokasyonlarla bizi buralardan çıkartmaya çalıştılar. En son ayın 14 Cumartesi günü yüzlerce polis eşliğinde gelip baskın yaptılar. Ben bu baskını Siyonistlerin İsrail’e yaptıkları baskınlara benzetiyorum. Çünkü hiçbir şey sormadan hiçbir gerekçe anlatmadan bizlere saldırmaya başladılar. Beni de zorla yere yatırmaya çalıştılar. 5-6 polis ellerimden ve ayaklarımdan tutarak sürüklediler. Ardından kafama botla vurdular ve başımı taşların üzerinde ezmeye çalıştılar. Bu insanlık dışı uygulamada burada baştan sona kadar devam etti. Tüm arkadaşlarımıza karşı her evin kapısı kırılmaya çalışıldı. Otomatik silahlarla gelindi. Ortada bir şey yokken bu tarz insanlık dışı bir uygulamanın mantığı açıkçası bu devletin mantığıdır. Bu mantıkla bir yere varılması mümkün değildir. Bir Arap atasözü vardır. Birisine bir beddua edeceksen evin yıkılsın derler. Şimdi depremde zaten bizim evimizi yıktılar. İkinci olarak da bir kere daha evimizi yıktılar ve bir daha şuanda evsiz durumdayız. Konut hakkı bir insanın en önemli insan hakkıdır. Ama bu hakkı insanlara fazla görüyorlar. İşkencelerle bizi gözaltına almaya çalıştılar ve bizi gözaltına aldılar. Bu hukuksuz ve insanlık dışı uygulamaları kınıyorum protesto ediyorum. Onlar hakkında da dava açacağım.

Burada yere yatırıp başımı botla ezmeye çalışıldı. Başımda sıyrık ve yaralar var. Bu yaralar bu gözaltından kaynaklı, bunu da belirtmiş olayım. İstersen daha yakından çekebilirsin.

Deniz Özçelik: Bende depremin ilk gününden beridir buradayım. Zaten buralıyım, Samandağ’daki evim basılarak gözaltına alınmıştım. Ama ailemin ve mahallelinin ciddi bir tepkisiyle karşılaştıkları için yere yatıramadılar. Ama 80 yaşındaki anneme 65 yaşındaki abimin kafasına direk silah dayadılar. Aynı benim kafama silah dayadılar.  O gece biz evimizin önünden geçtiklerini gördük. Biliyorduk sabah geleceklerini. Ve evimizin önünde yiğenimin kınası vardı ona bile tahammülleri yoktu. Bugüne kadar 8-9 aydır bir damla su getirmeyen devlet düğünümüzün olduğu gün evimizi bastılar. Yani başından beri benzetilen bir operasyon şekli vardı. İsrail Siyonizminin Filistin halkına karşı operasyonlarla benzetildi. Gerçekten de öyleydi. İsrail Siyonizminin ahlakına yakışır bir şekildeydi. Bunun da ülkemizdeki adı faşizmdi. Faşizm bu şekilde halka tahammülsüz dayanışmasına tahammülsüz. Başından beridir burada karda kışta halkın bütün ihtiyaçlarına koşmaya çalıştık. Halkın bütün ihtiyaçlarına dayanışmayla Avrupa’dan Anadolu’nun birçok yerinden gelmeyen devlet Anadolu ve Avrupa’nın birçok yerinden kendi evlerindeki yiyeceği ekmeği zeytini bulguru makarnayı paylaştı bu halk. Bu halkın bu dayanışmasını bu baskıyla bu faşizmle yok edemeyeceksiniz, edemezsiniz. Bugüne kadar yok edilemediyse bugünden sonra da yokedemeyeceksiniz. Bunu bilmeniz gerekiyor. Bu yaptıklarınız sadece halkın öfkesini halkın kinini büyütmekten başka bir işe yaramayacak. Bunu bilmeniz gerekiyor. Şimdi de buraya bu alana kurduğumuz bin bir emekle kurduğumuz bu alana saldırdılar ve bu saldırı 8-9 ailemizin evsiz kalmasıyla barınma hakkının elinden alınmasıyla sonuçlandı. Arkamızda hala polis aracı var ve devriye atıyor. Biz hala buradayız, bu alanda olmayabiliriz ama bu halkın içindeyiz dayanışmamızı devam ettireceğiz. Bu dayanışmayı bu evlerin kurulması için bir kuruş koyan halkımız müsterih olun rahat olun bu halk vermiş olduğunuz o 5 kuruşla yaşamaya devam edecek. Bu dayanışmayı büyütmeye devam edeceğiz. Sizde depremzedeleri yalnız bırakmayın.

Turgay Şahutoğlu: Bende depremzedeyim. Depremden bu yana yatacak yer aradık. Her ne kadar AFAD’a da gitsek devletin kapısını da çalsak şuan yapacak bir şeyimiz yok dediler. Biz de bu küçük Çekmece mahallesine geldik. Sağolsunlar bizi yerleştirdiler prefabrik evlerde kalıyorduk. Güzel bir paylaşımımız vardı. Depremi unutmaya çalışıyorduk. 5 yaşında oğlumla birlikte pazarcılık yapıyorum. Her gün saat 05:00’te işe gitmeye çalışıyorum. Bir ev kurmaya çalışırken elbirliğiyle Cumartesi sabahleyin kapılarımız kırılarak sanki canımız yanmamış gibi canımızı ikinci defa yakarak 5 yaşındaki çocuğumun yanında kafama silah dayayarak suçumuz nedir diye sorduğumuzda “Kes sesini lan buraları boşaltacaksınız evlerinize el konuldu” dediler. Ben kendi tırnaklarımla yaptım evimi. Devlet yanımda değil. Devlet benim yaptığım evimden ne istiyor. Ben hepsinin hakkında suç duyurusunda bulunacağım. Bu zulüm bu işkence neden yapılıyor anlamış değilim. Halkın dayanışması güzel bir şey. Kimseye zarar gelmez. Depremden sonra bir huzurumuz vardı o huzurumuz da yerle bir oldu. Eşim şuan psikolog hapları alıyor. Kızım bana cumartesi gününden beridir “Baba senin kafana neden silah dayadılar” diye soruyor. Bende merak ediyorum; kafama neden silah dayadılar. İnsanlar kendilerinde feda ederek bize yardımcı oldular. Evlerini barklarını bırakarak bize yardımcı oldular. Bu tür insanlar bizim adımıza bir şeyler yapıyorsa buna terör adı konuluyorsa demek ki bende teröristim, benim kızım da terörist demek. Hiç mi acaba insafları yok diyorum. Hiç mi aileleri yok. Yani kendilerinin 5 yaşındaki çocuklarının başlarına silah dayayarak ne yapmak istiyorlar. Yani 5 yaşındaki çocuğum diyor ki burada bir şey yok. Kes sesini lan diyerek çocuğu tehdit ediyorlar. Bu nasıl anlatılabilir, bunu bana izah etsinler.

Filiz Özçelik: Gecenin bir saatinde emeğimizle dayanışmayla kurduğumuz prefabrik evlerimize el koydular ve bizleri işkencelerle gözaltına aldılar. Halkımızın acılarını sarmaya gelmeyen devlet sağ kalanlara işkence yapmak için tüm kolluk kuvvetlerini yığdı. AFAD’ıyla polisiyle bütün yaşam alanımızı hakkımızı gaspettiler. Barınma hakkımızı gaspettiler. Bizler burada bir aileyiz. Bir aile olarak her şeyimizi paylaşarak burada geçiniyorduk. Hiçbirimizin evi yok evlerimiz yıkıldı. Bizler depremzedeyiz. Ben ve kardeşim gelip burada kalıyoruz. Burada barınıyoruz. Buradaki ailelerimizle birlikte aşımızı suyumuzu paylaşıyoruz. Acımızı öfkemizi yaşadıklarımızı paylaşıyoruz. Bizler böylece yaralarımızı acılarımızı aşmaya iyileşmeye çalışıyoruz. Birlikte beraberliğimizi sürdüreceğiz mücadelemize devam edeceğiz. Yaşasın Adalet Mücadelemiz

Gamze: Bu alanda kalıyorum arkadaşlarla birlikte. Bize baskına geldikleri gün uyuduğumuz sırada geldiler. Oğlum ikinci bir travma yaşadı. Depremde zorla toparladığımız psikolojisini tekrar yıktılar. Tekrar deprem oluyor sandı. Hücum ettiler üstümüze saldırdılar. Oğlumun gözü önünde eşimin yaralı elini ters çevirerek büktüler. Oğlum bundan korktu. Çocuğa silah çektiler. Biz sadece burada güzel bir yaşamı birlikte sürdürmeye devam ediyoruz. Zaten depremde hepimizin evi yıkıldı. Burada yeniden birlikte mücadele ederek tekrardan kurmuştuk evlerimiz yeniden yıktılar.

Mehmet Dersulu: Evleri başlarına yıkılan yakınlarını kaybeden halktan bir sürü insan burada gördüğünüz insanlarla birlikte başımızı sokabileceğimiz bir yer yapmaya çalıştık. 8 aydır bir damla su yardımında bulunmayan AFAD alınterimizle emeğimizle yaptığımız prefabrik evleri yıkmaya geldi. Yıkmaya gelmelerinin sebebi de şu aslında; Halkın dayanışması halkın birliği ve dayanışmasıdır. İşte faşizmin en büyük korkusu budur. Halka hiçbir şekilde faydası dokunmaz faşizmin. Fakat halkın dayanışmasından halkın birliğinden beraberliğinden çok korktuğu için bu birlik ve beraberliği dağıtmak istedi. Buraya saldırmasının 5 yaşındaki çocuğun kafasına silah dayamasının temel sebebi budur. Biz bunu çok iyi biliyoruz ve bizi gözaltına alıp burayı dağıtmalarının sebebi de budur. Çünkü biz onlara karşı çıkacaktık. Emeğimizi alınterimizi gasp etmelerine müsaade etmeyecektir. Bu şekilde bizi sabah operasyonlarıyla arkadaşların da bahsettiği gibi Siyonistlerin Filistin’e girdikleri Filistinli çocukları katlettikleri gibi buraya büyük bir orduyla gelip depremzedeleri halkı tehdit edip korkutmaya çalıştı ve bu  şekilde emeğimizle alınterimizle inşa ettiğimiz buradaki alanı gaspettiler. Biz onlara boyun eğmiyoruz. Onların yaptığı bu zulmü her yerde teşhir edeceğiz. Ve halkın birlikteliğini birliğini dayanışmasını bulunduğumuz her yerde örmeye devam edeceğiz. Onların en büyük korkusu bu. Onların korkusunu büyütmeye devam edeceğiz.

Gülten Matur: Barınma hakkı uluslararası sözleşmelerde de bir hak olarak tanımlanıyor. Burada kurduğumuz yaşamda özel mülkiyetti. Özel mülkiyeti devlet gaspetti. Arsanın sahibi gerekli işlemlerde gerekli işlemlerde başvurarak davasını açacak. Devletin el koyma hakkı yoktur. Aslında halka barınma hakkı sağlamak gibi bir yükümlülüğü vardır. Ama devlet saldırıyor.


Etiketler:
[blogger]

Author Name

Halkın Sesi TV

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.