Emperyalizmin ve Faşist İktidarların Halkların Kurtuluş
Mücadelelerine Karşı En Etkili Silahı Tecrit;
Tecrit bir işkence yöntemidir. İnsan bedeninde yaralar
açmıyor; ama uzun vadede insan bedenini kullanılamaz, en önemlisi beyni vücuda
hükmedemez hale getiriyor.
Fiziksel ve düşünce biçimi olarak yıpratıyor, ağır ağır ama
hedefinden şaşmadan ve sistemli olarak çökertiyor.
Emperyalizmin ve faşist iktidarların direnenlere yönelik
politikası ve pratiği budur.
Teslim almanın en güçlü aracı tecrittir. Terör, işkence ve
katliamlarla teslim alınamayanlara yönelik, son çare olarak tecrit uygulanır.
Böylece yalnızlaşma, yabancılaşma ve yozlaşma yaratılmaya çalışılır. Bunun için
tecrite alınan kişi, insana dair tüm duygu ve ortamdan yalıtılır. Bu yalıtma
koşulları, güçlü bir inanç ve iradenin olmadığı bir yerde, örgütlü yaşanmayan,
kolektif olunmayan bir yerde kişiyi hayvanileştirir. Kendi kendini yemesi ve
imha etmesi sağlanır.
Anadolu Topraklarında, Cephe Tutsaklarının Tecrite Karşı
Direniş Programlarıyla Yenilmiştir!
Tecrit bizzat emperyalizmin kendi muhaliflerine ve halkına
uygulayarak deneyim kazandığı bir politikadır! Çıkan sonuç: bir devrimci hareket
tecrite direnirse, yenilmezse halkı için yaşayabilir ve savaşabilir. Tutsağın
direniş damarı kuruduğunda, halkın en soylu damarı olan devrimcilik de yok
olabilir.
Onun için emperyalist karargahlarda alınan kararın adı “ya
düşünce değişikliği ya ölüm” olmuştur.
Onun için Marksist Leninist devrimcilerin kararı “ya zafer
ya ölüm” olmuştur.
https://halkinsesiradyo.net/index.php/2023/10/13/bir-iskence-yontemi-olarak-tecrit-politikasi/