25 Ekim 2023 tarihinde devrimci tutsaklar Özgül Emre, İhsan Cibelik ve Serkan Küpeli ‘ye karşı süren 129b Anti-Terör Davasının duruşması görüldü.
Duruşmada önceki
duruşmaların devamı olarak avukatların mahkeme heyetine sundukları dilekçeler
tartışıldı ve yeni dilekçeler verildi. Savcılığın önceden bilgi vermeden ana
davaya sunduğu üç yeni dijital delilin reddedilmesine yönelik dilekçeler konu
edildi. Özgül Emre'nin avukatı Ahues; 2005 tarihli Amsterdam belgeler hakkında
gereken bilgilere sahip olmadıklarını eleştirdi ve şimdiye kadar herhangi bir
inceleme hakkına sahip olmadıklarını söyledi. Tüm dataların en azından resim
halinde savunmaya verilmesini talep etti. 'Bugün savcı gelmiş yeni belgeler
sunuyor, bunu kabul etmiyoruz' dedi.
Devamında Avukat Ahues yaptığı dilekçesinde 2016 tarihli
sözde Musa Aşoğlu’nun tutuklanmasında ele geçirilen delillerin güvenirliğini
tartışma konusu yaptı. Başta savcılığın yeni sunduğu 'gençlik.txt',
'bildiri-herkese.txt' ve 'bölgeler.txt' isimli deliller olmak üzere, Musa
Aşoğlu başlığı altında mahkemeye sunulan tüm delillerin reddedilmesini talep
etti. Söz konusu bütün belgelerin değiştirilme tarihi olarak 2016 yazarken,
xmp-koduna göre oluşturulma tarihinin 2020 olduğunu tespit etti. Yani; 2016
tarihinde sözde ele geçirilen dijitallerin 2020 yılında oluşturulduğunu, yani
sonradan oluşturulduğunu kanıtladı.
Avukat Meister ek olarak bu belgelerin birçok yazıdan
alınmış ve tek yazı haline getirilmiş olduğunu söyledi. 'Savunmanın bunu
inceleme hakkı olmalı, aksine alının bir karar keyfilik olur. Federal polisin
yaptığını düşünüyoruz. Kim yaptı, nasıl yaptı, neden yaptı bu sorulara açıklık
getirilmeli' dedi.
Savcı Setton cevap olarak yine aynı hikâyeyi okumaya devam
etti. Dilekçeler delillerin içeriğiyle alakalı, ana davaya sunulması önünde
engel oluşturmuyor. Ahues'a cevaben 'meta datalar önemli değil, çünkü onlar
değişkendir, asıl önemli olan yazıların içeriğidir' diyerek durumun teknik
boyutunu kavrayamadığını veya olmazı zorla olur kılmaya çalıştığını bir kez
daha gösterdi. Yazıları birleştiren BKA değil, DHKP-C'dir. Aşoğlu Avrupa
sorumlusu olduğu için, ona elbette birçok yazının derlenmiş hali geliyor.
Meister savcı Setton'a şu şekilde cevap verdi: 'Bunları
Aşoğlu yapmış olabilir. Ama belgelerden bu anlaşılmıyor. Dolayısıyla yapmamış
da olabilir. Bilemiyoruz.
Biz bu konuda yasal düzenleme talebine işaret etmek
istiyoruz. Dijital delillerde bu tür sorunların yaşanmaması yasal düzenlemeye
bağlıdır. Dijital delillere el konulma esnasında avukat veya sanık eşliğinde
kopyalama yapılmalıdır, orada oluşan hash-değerleri iki tarafa da teslim
edilmelidir ve orijinaller tekrar sanık tarafına teslim edilmelidir.'
Ahues devam etti: 'Adli tıp ve delilleri serbestçe
değerlendirme ilkesinin de sınırları vardır bay Setton. Bu sınırları oluşturan
da bilimdir. Özellikle deliller dijital niteliğindeyse, bu deliller adım adım
bilimsel şekilde incelenmelidir.'
Ahues'dan sonra İhsan
Cibelik'in avukatı Jasenski söz aldı ve mahkeme heyetine yeni bir dilekçe
sundu: 'Sayın Cibelik'in savunması olarak Verfassungsschutz kurumundan
getirilen raporların kullanılmasına itiraz ediyoruz. Bu kurum defalarca
skandallar ile dikkat çekmiştir ve sorunlu kişiler tarafından yönetilmiştir.
Böyle bir kurumun yazdığı raporlar geçerli olmamalıdır.'
Dilekçeler heyete sunulduktan sonra heyet bir toplantı
yaptı. Toplantıdan sonra bütün dilekçeleri reddettiğini, gerekçe olarak
savcının söylediklerine katıldığını bildirdi ve söz konusu üç belgeyi okumaya
başladı. Yaklaşık 1 saat boyunca sözde ele geçirilen üç belgeyi okudular.
Okuma bitince Meister yeni bir itiraz dilekçesi sundu: 'Bu
yazılarda sürekli Dev-Genç adı geçmektedir. Dev-Genç ise hem Almanya’da hem de
Türkiye'de yıllarca faaliyet yürüten legal bir kurumdur. Hala faaliyetlerini
sürdüren bir kurumdur. Bu kurumun bir 129b davasıyla ilişkilendirilmesi doğru
değildir. Zaten 129b'nin genel bir sorunudur, legal kurumları kriminalize
ediyor. Biz bununla ilgili ayrıntılı yazılı dilekçemizi yakın zamanda mahkeme
heyetine ileteceğiz.
Setton: Bu notu kullanıyoruz çünkü büyük resim önemlidir.
Ayrıca notlarda Serkan ve Sinan isimleri geçiyor, bağlantı oradan oluşuyor.
Dev-Genç legal olabilir, ama DHKP-C illegal bir örgüttür ve bu not açıkça
DHKP-C'nin Avrupa komitesi tarafından yazılmıştır.
Meister: Biz belgenin
okunulmasına karşı çıktık. Şimdi ise okunuldu ve biz değerlendirilmesine aynı
nedenlerle karşı çıkıyoruz. Dev-Genç sürekli kriminalize ediliyor bu notta.
DHKP-C'nin veya Avrupa komitesinin tek bir satırda adı geçmiyor. Sadece ve
sadece Dev-Genç ismi geçiyor. Dev-Genç ise legal bir örgüttür. Bu örgütün ismi
bu notlarda da sadece ve sadece legal faaliyetlerle ilgili geçiyor.
Ayrıca talep ediyoruz: Kim yazmış? Ne zaman yazılmış? Bütün
bir yazının bölümü mü, yoksa yazının tümü mü? Hiç bir şey belli değil.
Açıklanmasını istiyoruz.
Meister'in son
dilekçesinden sonra mahkeme 26 Ekim tarihine ertelendi.
Tüm halkımıza çağrımızdır: Özgül Emre, İhsan Cibelik ve
Serkan Küpeli Emperyalizmi Yargılarken onların yanlarında olalım!
Özgül, İhsan, Serkan Onurumuzdur!
Devrimci Tutsaklar Onurumuzdur!
Halkız, Haklıyız, Kazanacağız!