Emperyalizm ve işbirlikçilerinin devrimcilere, devrimci tutsaklara saldırısı her geçen gün artarak devam ediyor. 19 Aralık’tan sonra devrimci tutsakları F tipleriyle teslim almaya çalışan emperyalizm ve işbirlikçileri bugün faşist AKP iktidarıyla birlikte devrimci tutsakları imha etmek için s, r, y kuyu tipi tecrit hücreleriyle saldırıyor.
Devrimciler
tarih boyunca her saldırı karşısında direnişle cevap vermişlerdir. Bu tarihsel
haklılık ve bilinçle birlikte devrimci tutsaklar kuyu tipi hapishanelere
gittiği günden itibaren direnişe başlamıştır.
Direnişler
karşısında faşizm ise kendinden beklendiği gibi saldırılarını artırmış ve başka
hapishanelerde de keyfi yasaklara ve hak gasplarına başvurmaya başlamıştır.
Bizler biliyoruz ki faşizmin acizliği ve saldırıları devrimcileri, devrimci
tutsakları yenemez.
Bu
konu hakkında Marmara hapishanesinden özgür tutsak Yurdagül Gümüş mektubunda;
“zamlarla
nasıl baş ediyorsunuz. Her zam haberini duyduğumuzda aklımıza sizler, halkımız
geliyor. Burada en azından yol parası yok. Fakat mektuplara öyle bir zam
yaptılar ki sorma. Birkaç ay önce 28 lira olan taahhütlü mektup 37 liraya
çıktı. İki hafta geçmeden 42 lira oldu. Tek bir a4 kağıdı 42 lira. Tutsağın en
önemli iletişim, haberleşme aracı olan postaya yapılan bu zam bizleri çok
etkiledi. Yalnız bu da değil. Remzi, beş arkadaşa mektup yazmış. Ona aynı
zarfta mektup koyup gönderemiyoruz. Beş kişi ayrı ayrı yazacak. Yani aynı
adreste bulunan kişilere, aynı hücrede de olsak birlikte mektup gönderemiyoruz.
Bütün inisiyatifler hapishane idarelerine bırakılmış. Yasa, mevzuat hak getire,
ülke nasıl iktidarın tek cümlesi ile yönetiliyorsa, buralarda iki dudağın
arasından yönetiliyor. Yüksek güvenlikli hapishanelerden gelen mektuplarda bu
keyfilik, hak gaspları ile ‘ben ağayı, paşayım’ düşüncesi ile yönetiliyor. İki
hafta önce cemil kurt’tan faks geldi. Faksın başı yok, ortası yok. Selam kelam
kısmı kalmış. Faksı görünce 19 aralık sonrası f tiplerinden gelen mektupları
bana hatırlattı. Teknoloji o zaman, o kadar ilerlememiş olacak ki, karalanmış
ya da simsiyah olarak alıyorduk. Şimdi beyaz olarak alıyoruz.
Posta
zamlarının geri çekilmesi ya da tutuklu ve hükümlülere ayrı bir tarife
uygulanması ve birlikte mektup göndermek için adalet bakanlığına, solda dahil
hep birlikte yazdık. Bunun peşini bırakmayacağız. Elektrikte olduğu gibi
haberleşme hakkımızı kazanacağız.
Birçok
hapishanede Hakan İnci’nin kitabı alındığı halde burada sorun çıkardılar.
Acm’ye itirazımızı yaptık, bakalım ne olacak. Biliyor musun, Lenin’in ilkeleri
kitabı tüm memleketteki kitapçılarda var, okunuyor, dağıtılıyor. Peki burası ne
yaptı dersin. Gaziantep ACM kararı ile toplatıldığı söylenerek kitabıma el
koydular. İtiraz sonucu öğrendim ki öyle bir toplatma yok. Sol yayın evine de
yazmıştım. Onlar da kitapla ilgili öyle bir durumun olmadığını yazmışlar.
Burası infaz hakimliğinin kararına itiraz etti ve şimdi ACM’nin kararını
bekliyoruz ki kitabı alabileyim.” Diyor.
Hapishanelerde
keyfi yasaklara ve hak gasplarına karşı 2016’dan bugüne sürekli direniş devam
etmektedir. Faşist AKP iktidarı devrimci tutsaklara uyguladığı iletişim
yasakları, mektup yasakları, kitap yayın yasakları ve çeşitli keyfiliklerle
devrimci tutsakları yalnızlaştırmayı ve teslim almayı amaçlıyor. Hapishanelerde
devrimci tutsaklar bu keyfi uygulamalara karşı direnmeye devam ediyor. Bizler
de TAYAD’LI aileler olarak evlatlarımızın direnişini desteklemeye ve onların
mücadelesini büyütmeye devam edeceğiz!
HAKLI
OLAN BİZİZ. BİZ KAZANACAĞIZ!
DEVRİMCİ TUTSAKLAR ONURUMUZDUR!
DİRENE DİRENE KAZANACAĞIZ!
TAYAD’LI AİLELER