Duyup da durmak olmaz...
31 Ekim gecesi katledildiklerini duyduğumuzda yüreklerimiz
yandı. İçimiz acıdı. Öyle bir acıydı ki bu... bir daha asla o gülen yüzlerini
göremeyecektik 4 yiğit yoldaşımızın. Hepimizin içinde volkanlar patladı.
Aldılar elimizden. Katiller! Alçak faşizm.
Katillerini düşündük sonra.
Ruhu olmayan, insanlığın zerresini barındırmayan, gözü
doymaz, halk düşmanı, vatan hainleriydi onları katleden.
Hesabını soracağımıza olan inancımızı büyüttük.
Onları yaşatacağımıza sözler verdik, içimizden ve yüksek
sesle...
Kahramanlarımızı
kendi ellerimizle yolculayamadık ölümsüzlüğe ama burada da onları son
yolculuklarına yolcularmış gibi anmalıydık.
Halk-Mer'e çağırdık tüm dostlarımızı...
Pazar günü saat 13'te Halk-Mer'de olalım diye çağırdık
halkımızı.
25 kişinin sıkılı yumruklarıyla yaptığımız saygı duruşunun
ardından onlara şiirler okuduk. Şehadetlerinden sonra Avrupa Halk Cephesi'nin
açıklamasını da...
Katılan herkes hepsini ve bazılarını tanıyordu
kahramanlarımızın.
Onları anlattı herkes tam iki saat boyunca.
Kiminin boğazını sıkan yumruk engel oldu buna, kimi
gözyaşlarını tutamadı...
Ama onları yaşatmanın nasıl mümkün olabileceği konusunda
kimsenin bir itirazı yoktu.
Mücadeleyi Büyütmeliyiz
Kavgayı Büyütmeliyiz
Savaşı Büyütmeliyiz
Şehitlerimizi Yaşatmanın Başkaca Bir Yolu Yoktur...