Ankara TAYAD’lı Aileler 20 ocak cumartesi günü, S-R-Y kuyu tipi hapishaneler ile ilgili neden kuyu tipi hapishaneler ve neden direniş başlıklı panel gerçekleştirdi. Tüm devrim şehitleri için 1 dakikalık saygı duruşu ile başlayan panel konuşmacıların katılımı ile devam etti. Konuşmacılar arasında ÇHD üyesi avukat Ceren Yılmaz, TAYAD’lı ailelerden Doğan Karataştan, Antalya S Tipi hapishanesinden bir süre önce tahliye edilen Rukiye Serçe ve DEM Parti Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu vardı. Moderatörlüğünü Semiha Eyilik’in yaptığı panel konuşmacıların ardından soru-cevap bölümü ile devam etti. Yaklaşık 4 saat süren panelde konuşmalar özetle şunları söylediler
Milletvekili
Ömer Faruk Gergerlioğlu;
Hapishanelerin
insan haklarına aykırı yerler olduğunu belirterek “İnsanlara ceza
verebilirsiniz ama bu denli bir işkenceye maruz bırakamazsınız. İki gün boyunca
Kayseri’deydim ve orada ağırlaştırılmış müebbet hapis alanların durumu
gerçekten çok ağır. Orada kalmayı psikolojik ve fizyolojik açıdan insanların
kaldırması mümkün değil. Türkiye’de yüzde 90 oranında mevzuata uyulmuyor
diyerek gezdiği hapishaneler ve görüştüğü tutsaklardan gözlemlerini aktardı.
TAYAD’lı Aileler
‘den Doğan Karataştan;
Derneğimiz
şuan yasal olarak kapalı, 2015 darbe dedikleri süreçten sonra KHK ile kapatıldı
ama bugün 1983’ten itibaren TAYAD mücadelesi TAYAD’lı her bir ailenin olduğu
yeri veya evimizi birer TAYAD olarak ele alıyoruz ve bu şekilde çalışmalarımızı
yürütüyoruz diyerek TAYAD'ın tarihini ve bugüne gelişini anlattı. Türkiye’nin
NATO’ya girmesi ile beraber yapılan fare deneyleri üzerinden hapishaneleri inşa
etmeye başladılar. Bir ve üç kişilik koğuşlar bu şekilde açıldı. Tutsakların
lehine oralarda hiç bir şey yok. Bu sistemler NATO karargahlarında yapılıyor
diyerek emperyalizmin hapishaneler ile devrimcileri imha etmeye çalıştığını
anlattı.
Avukat
Ceren Yılmaz;
Birçok
ilde yüksek güvenlikli hapishaneler var. Çok ciddi iddiaların olduğu S
tiplerinin açıldığı da duyuruluyor. 2016 yılından beri CTE faaliyet raporu açıklamıyor.
Bu raporlarda kaç tip hapishane olduğu kapasitelerinin ne olduğu ve kaç tutuklu
olduğu gibi bilgiler yayınlanıyordu. Ama 2016’dan beri açıklanmıyor. Birçok
ilde Y ve S tiplerinin açıldığı raporların içerisinde. Hapishanenin tipinin ne
olduğu konusunda hapishanenin bile kafasının karışık olduğu aktarıldı. Bazı
hapishanelerde kamera sorunu çözüldü ama
genelinde bu sorun devam ediyor. Hapishane modeli nedeniyle zaten içerisi güneş
görmüyor. Bu hapishanelerin havalandırmasını üç katlı bir apartmanın asansör
boşluğunun en alt katında havalandırmaya çıkıyorsunuz gibi düşünün. Günlük bir
saat havalandırma hakkı personel eksikliği gerekçesiyle günde sadece bir saatle
sınırlı tutuluyor. Havalandırmaya çıktığınız esnada lavabo ihtiyacınız olsa
havalandırma hakkınızı kaybediyorsunuz ya da yağmur kar yağsa oraya koruyucu
bir şey götürülmesine izin verilmediği için yağıştan etkilenirseniz
havalandırma hakkınız yine bitiyor diyerek hapishanelerin mimari yapısını ve
hak ihlallerini anlattı.
Konuşmacılardan
Rukiye Serçe ise Antalya S tipi hapishanesinde yaşadıkları keyfi uygulamalardan
ve işkencelerden bahsetti.
Panele 55
kişi katıldı.