Kitap Adı: Dev-Genç Kimliktir Dev -Genç Gelecektir
Yazar Adı:
Yayınevi: Boran
Yayınları
Basım Tarihi: 2024
Kitabını
İndirmek İçin Tıklayınız
Halkın Sesi
Kütüphanesi İçin Tıklayınız
“Ben de
yapabilirim!”
Emek, sabır,
ısrar ve iddia ile...
Dile kolay
gelen kelimelerdir ama iş ciddiye bindiğinde, zorluklar karşımıza dikildiğinde,
yorulduğumuzda unuturuz bazen bunları. Engellerle karşılaşıldığında sabır bir
kenara atılır, emek diğer tarafa savrulur, ısrar ve iddianın esamesi bile
okunmaz.
Peki, böyle
mi olmalı?
Hangi iş vardır
ki, emeksiz olsun. Hangi yol vardır ki, yürünmeden aşılsın. Ve hangi zafer
vardır ki, savaşılmadan kazanılsın!
Bisiklet
sürmeyi öğrendiğiniz zamanları bir düşünsenize. Bir hedefiniz var; bisiklet
sürmek. Kim gibi? Başkaları gibi… Komşunun oğlu, filancanın kızı gibi. Onlar
sürüyorsa siz de sürebilirsiniz değil mi? Ama işler hiç de göründüğü gibi
olmaz. Bisikletin üzerinde dengede durmak bile çok zordur, birinin yardımı
gerekir, öyle değil mi? Defalarca düşer, kolunuzu bacağınızı yaralarsınız...
Ama hep bir
duygu vardır içinizde, başarmaya dair. Başkaları bisikleti sürebiliyorsa ben de
yaparım duygusu. Benim onlardan neyim eksik inancı. Bundandır ki sabırla devam
edersiniz, emek verir, ısrar eder ve gayretlerinizin sonucunda siz de bisiklet
sürmeyi öğrenirsiniz. Eh, biraz yara-bere, biraz öfke ama en çok da istek, sizi
hedefe ulaştırmıştır.
Demek ki, her
daim umudumuzu kaybetmeden sabırla, tüm engellere rağmen yolumuza devam
etmeliyiz. Sabrın sonuna geldiğinizi düşünüyorsanız, artık gücünüz tükendiyse
bilin ki insanoğlunun zihni, dünyanın en muhteşem makinesidir. Vereceğiniz
küçük bir komutla en az bir o kadar daha gücünüz olduğunu ve sabrınızın devam
edebileceğine siz de şahit olursunuz.
Bambu Ağacı
nasıl yetişir, bilir misiniz?
Mutlaka
duymuşuzdur; ama duymak ve yaşamak ayrı şeylerdir. Çünkü, Bambu Ağacı
yetiştirme süreçleri de inandıklarımız doğrultusunda sabırla hareket etmenin en
güzel örneklerinden biridir aslında.
Gelin, kısaca
bir daha hatırlayalım…
Tropikal
alanlarda yetişen Bambu Ağacı, esnek olmasına karşın çok sağlam ve dayanıklı
bir yapıya sahiptir. Bundandır ki ticari olarak pek çok sektörde (mobilya,
tekstil, dekorasyon, denizcilik vb.) rahatlıkla kullanılabilmektedir. Ayrıca
çok fazla karbondioksit çekmesi nedeniyle, insan sağlığı açısından da büyük
öneme sahip bir ağaçtır.
Oysa bambu
ağacını yetiştirme süreçleri oldukça zorludur. Tam beş yıllık bir emek, gayret,
azim ve sabrın ürünüdür.
Önce tohum,
toprağa ekilir. Toprak sulanır ve gübresi verilir. İlk yılın sonunda gözle
görülür hiçbir değişiklik olmayacaktır. İkinci yıl tohum yeniden sulanır ve
gübresi verilir. Yine gözle görülür hiçbir değişiklik olmaz.
Bambu
yetiştiricileri sabretmeye, emek vermeye devam ederler. Üçüncü, dördüncü ve
beşinci yılda da aynı işlemleri sürdürürler...
Sulama ve
gübreleme süreçleri devam ederken, beşinci yılın sonunda bambu tohumunun
çatladığı ve ilk filizlerin toprağın dışına çıktığı görülecektir.
Bu, emeğin ve
sabrın ilk ürünüdür.
Sonrasında
bambunun hızına yetişmek mümkün olmaz. Öyle hızlı büyür ki beş altı hafta
içerisinde 30 metreye kadar uzar! Evet, sabır meyvesini vermiştir ve hedefe
varılmıştır. Süreç ne kadar engebeli ve dolambaçlı olsa da…
Peki, bu bambu
ağacı, 30 metre büyüklüğe nasıl erişmiştir?
Filizi gördükten
sonra "altı haftada" diyenler çıkabilir. Oysa beş yılı aşkın bir
zamanın, yoğun bir emeğin, vazgeçmemenin ve umutlu bir bekleyişin sonucudur bu.
Bambunun bu
serüveni, hayatın pek çok alanı için ders çıkarılabilecek bir hikâyedir
aslında. En çok da devrimci mücadeleye dair bir derstir.
Değişim-dönüşüm
uzun ve meşakkatli bir iştir. Hele de değiştirilmek istenen kurulu bir düzen ve
bu düzende yaşayan insanlar ise. Ama öyle çok nedenimiz vardır ki bunun için,
saymakla bitiremeyiz. Ve aldığımız her nefesle buna bir yenisi eklenir.
Emek ve sabır
bizim ikinci adımızdır. Israr ve iddia ise devrimciliğimizin madalyasıdır.
Malzeme insan!
Değişecek ve değiştirecek olan biziz. Önce buna inanmalıyız. Sonra da "BEN
DE BAŞARABİLİRİM" diyerek ilk adımı atmalıyız.
Bambu Ağacı
gibi...
Sonrası emek,
sabır, inanç ve iddia... Gerisi hayat!