Dedeağaç'ta Dedeağaç Emekçilerin Merkezi'nde, Gümülcine'de
Hukuk Fakültesi'nde, İskeçe'de ise Mühendislik Fakültesi'nde gerçekleştirildi.
Etkinliklere UTOPIA AD, PELOTO, KKE-ML grupları, öğrenci grupları gibi solcu ve
anarşist birçok kişi katıldı. Toplam 70 kişi katıldı.
Gümülcine'de Trakya online gazetesinden bir gazeteci de
etkinliğe katılarak haber yaptı.
Halk Cephesi'nden Konstantina Kartsioti konuşmacı olduğu
etkinlikte Hanya Hapishanesinden Özgür Tutsak Halil Demir telefon ile bağlantısı
gerçekleştirildi. Tutsakların avukatı Panagiotis Antoniou da etkinliğe katıldı.
Etkinlikler de Konstantina Kartsioti ve Hüseyin Süngü
tarafından Yargıtay Mahkeme önünde başlatılan 1 aylık açlık grevi direnişi
hakkında bilgi verildi.
"Devrimcilere karşı baskıları Yunan ve Türk devletinin
işbirliği kabul etmeyeceğiz. Dayanışma kazanacak," diyen anarşist grup bir
mesaj yayınladı.
Aynı zamanda, Türkiyeli Devrimcilerle Dayanışma Komitesi de
yayınladığı bir mesajda "yasal terörizm" girişiminden bahsederek,
temyiz başvurusunun görüşüleceği 19 Mart tarihinde Yargıtay Mahkeme önünde bir
destek mitingi düzenlenmesi çağrısında bulundu. Dayanışma Komitesi'nin metni
aşağıdadır: "Yunan devleti, ABD-AB emperyalizmi ve Türk devleti ile
işbirliğinin bir sonucu olarak Türkiyeli 11 militanı yeniden mahkum etmek istiyor.
Bu nedenle Yüksek Mahkeme Savcı Yardımcısı Achilleas Zisis, 97 günlük açlık
grevinin ardından 11 militanın İstinaf Mahkemesi tarafından beraat
ettirilmesine karşı temyiz başvurusunda bulundu.
Temyiz başvurusu, Litvanya'nın Vilnius kentinde düzenlenen
ve Miçotakis, Erdoğan ve Biden'ın her alanda daha yakın işbirliği konusunda
anlaştığı NATO zirvesi ile aynı zamanda yapıldı.
Temyiz başvurusunun Yüksek Mahkeme'deki duruşma tarihi 19
Mart 2024 olarak belirlendi.
Yargıtay Başsavcı Yardımcısı, Temyiz Mahkemesi kararının
bozulmasını ve her biri için 30 yıl hapis cezası olmak üzere ilk karara geri
dönülmesini istiyor! Bu durum karşısında, temyiz başvurusu sonuçlanana kadar
kampanya yürütmek üzere bir Dayanışma Komitesi oluşturduk.
Türkiyeli devrimcilere yönelik bu saldırı, emperyalizmin
hukuk terörünün bir parçasıdır. Aynı sınıfsal saldırının bir parçası da
sistemin yasal cephaneliğinin sert bir şekilde yükseltilmesi olan yeni ceza
kanunu tasarısıdır.
Emperyalizm ve işbirlikçi devletler, kendi politikalarına
direnen herkesi kriminalize etmeye çalışıyor. Filistin'den Türkiye ve
Yunanistan'a, teröristlerin devrimciler ve direnen halklar değil,
emperyalistler ve işbirlikçi iktidarlar olduğunu çok iyi biliyoruz. Savaşmak ve
kazanmak için birleşin. Çünkü biz özgürlüğümüzü direnerek kazandık ve direnerek
koruyacağız.
DEVRİMCİLİK YAPMAK SUÇ DEĞİL, GÖREVDİR!