Av. İncesu katıldığı programda, işkencelere ve adaletsizliğe
direnen müvekkilleri Ayten Öztürk’ün yaşadığı adaletsizlikleri ve hukuk
terörünü teşhir ederek sonuna kadar mücadele edeceklerini vurguladı.
Avukat Doğa İncesu’nun Özgür TV programında anlatımı şu
şekildedir:
Av. Doğa İncesu:
İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi bir gerekçeli karar
açıklamıştı ve bu gerekçeli kararda 2 ağırlaştırılmış hapis cezası verilen
müvekkilimizin ismi üç defa geçiyor.
Yani tanık beyanında ve sanık beyanında geçiyor sadece.
Onun dışında hiçbir somut delil bulunmamasına rağmen istinat mahkemesi dosyayı
onadı, daha sonra Yargıtay 3. Ceza Dairesi dosyayı onadı ve müvekkilimizin
cezası 2 ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası kesinleşmiş oldu.
Açıkçası ceza yargılamasında temel mesele maddi gerçeğin
ortaya çıkartılmasıdır. Yani suç ve suçlu hiçbir şüpheye yer bırakmayacak
şekilde somut delillerle ortaya konmalıdır. Ama kesinlikle adil yargılanma
hakkı ihlal edilerek, savunma haklarımız ihlal edilerek bu ceza verildi. Ve
müvekkilimiz aslında ölüme mahkûm edildi bu cezayla.
Özgür TV:
Peki bundan sonra, hukuksal açıdan soruyorum aslında,
yapılacak bir şey kaldı mı, ne yapılabilir?
Ve genel anlamda da ne yapılmalı, Ayten Öztürk'ün bu
gayri hukuki durumunu değiştirmek bakımından?
Av. Doğa İncesu:
Tabii ki, Anayasa Mahkemesi süreci başladı şimdi. Avukat
arkadaşlarımızla bir Anayasa Mahkemesi başvurusu süreci hazırlıyoruz. Anayasa
Mahkemesi'nden bir olumsuz karar verilirse eğer, bir Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi (AİHM) süreci olacak.
Ama şunu net olarak ortaya koymak isteriz; bu ceza ne
olursa olsun bir yerden dönecektir. Er ya da geç bir yerden dönecektir.
Çünkü bir insanın, çocuk istismarcısını kaldırımda linç
edilmesini izlemesi, 'izlediği beyanıyla' 2 ağırlaştırılmış müebbet verilmesi,
bütün ömrünü hapishanede, tek kişilik hücrede geçirebilmesi mümkün değil.
Biz bu cezanın aslında Ayten Öztürk'ün işkenceleri teşhir
etmesi sonucunda verildiğini biliyoruz. Çünkü müvekkilimiz 6 ay işkence
gördükten sonra; elektrik, askı, falaka, taciz-tecavüz girişimlerine maruz
bırakıldıktan sonra işkenceciler şunu söylüyor Ona; "Biz seni şimdi
bırakacağız, ama ömür boyu hapishanelerde çürüyeceksin."
Bu sürecin sonunda müvekkilimize 2 ağır müebbet verildi.
Yani İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi de İstinat Mahkemesi
de Yargıtay 3. Ceza Dairesi de bu işkencenin bir ortağı, bir parçası oldular
verdikleri kararlarla.
Çünkü Hukuk Fakültesi 1'inci sınıf öğrencisinin bile
kabul etmeyeceği bir karar verildi bu süreç sonunda.
Ama ifade ettiğim gibi Anayasa Mahkemesi'ne başvuracağız,
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvuracağız ve bir yerden dönecektir bu
ceza. Bunu biliyoruz, er ya da geç dönecektir.
Tabii ki tüm demokratik kitle örgütlerini,
devrimci-demokratları, duyarlı insanları, halkımızı Ayten Öztürk için verilen
mücadeleye çağırıyoruz. Çünkü çok ağır şeyler yaşadı müvekkilimiz. Yani 6 aylık
işkence, 3 yıllık tutukluluk süreci, daha sonra 2,5 yıllık ev hapsi süreci.
Gerçekten hiç yaşamaması gereken şeyler yaşadı.
Ve bu şekilde işkencecilerle, ne yazık ki yargı
pratiğiyle ölüme mahkûm edilmiş oldu.
Biz er ya da geç bu cezayı bozduracağız, er ya da geç
Ayten Öztürk'e özgürlüğü sağlayacağız, adaleti sağlayacağız.
Ve işkencecilerin cezalandırılması için, bu
işkencecilere ortak olanların cezalandırılması için sonuna kadar mücadele
etmeyi sürdüreceğiz.