1 mayıs açıklamalar adana alibeyköy almanya altınşehir amed amerika anadolu anadolu alevi hareketi anadolu federasyonu anadolu kültür merkezi ankara antakya antalya antep anti-emperyalist cephe armutlu armutlu haber ataşehir avcılar avrupa avusturya bağcılar bahçelievler bakırköy basın emekçileri meclisi bayrampaşa belçika belgesel beşiktaş beykoz boğaziçi bulgaristan bursa cephe milisleri çağlayan çanakkale çayan çayan mahallesi çekmece çerkezköy dağevleri denizli dersim dev-genç devrimci alevi hareketi devrimci işçi hareketi dhkc dhkc gerilla direnişler diyarbakır doğançay duyurular dünya düzce elazığ emekli meclisi esenyurt eskişehir festival filistin filmler FOSEM Fransa galatasaray gazi Gebze gençlik gerilla giresun gözaltı grup yorum gülsuyu gülsuyu gülensu gündoğdu hacı ahmet Hacıahmet hacıhüsrev halk bahçesi halk cephesi halk meclisi halkın hukuk bürosu halkın mühendis mimarları hasan ferit gedik hasköy hatay hindistan hollanda Isparta idil halk tiyatrosu idil kültür merkezi ikitelli ingiltere İngiltere istanbul isveç isviçre İsviçre işçi meclisi italya izmir kadıköy kampanyalar kamu emekçileri cephesi karadeniz kartal kazova kazova bülten kınık kıraç kocaeli kore kurslar kuruçeşme küba küçükçekmece kültür sanat kütahya lubnan malatya maltepe Maraş mardin Mektuplarımızla Tecriti Kıralım mersin muğla Muharrem Karataş munzur nurtepe okmeydanı ortaköy ömürtepe örnektepe piknik Polonya radyo röportajlar sakarya samsun sanat meclisi sarıgazi sesli okuma Sevgi Erdoğan Vefa Evi siirt silivri silvan sinop spor suriye sümerler şiir şiirler şişli taksim tavır dergisi TAYAD tekirdağ tiyatro Tokat trabzon tuzla türkiye UTMP videolar wan yalova yenibosna yeşilkent yunanistan yürüyüş dergisi Zürich

Düsseldorf'ta 3 Türkiyeli Devrimci Emperyalizmi Yargılamaya Devam Ediyor

2 sene önce Almanya'nın çeşitli şehirlerinde gözaltına alınıp tutuklanan 3 devrimci Özgül Emre, İhsan Cibelik ve Serkan Küpeli'nin mahkemesi Düsseldorf Yüksek Eyalet Mahkemesinde devam ediyor. 

22 Ağustos tarihli duruşmada Özgül Emre ve İhsan Cibelik'in savunması çeşitli dilekçeleri mahkeme heyetine sundu. Bu dilekçelere savcılık cevap verdi ve dilekçelerle ilgili son karar mahkeme heyeti tarafından bir sonraki duruşmalarda verilecek.

Özgül Emre'nin avukatı Yener Sözen:

1.Dilekçe Profesör Şebnem Oğuz isimli bilirkişinin raporunun mahkemeye sunulması. Bu raporda Türkiye'deki hak ihlallerden insanlık suçlarına kadar devletin faşist uygulamaları somut anlatılıyor. Bu rapora göre Türkiye'de faşizmin bütün özellikleri mevcuttur. Dolayısıyla müvekkilim Özgül Emre bu mahkemede beraat etmelidir.

Savcı Setton: Siyasal bilimciler tarafından kullanılan bu kavramlar yorumdur. Onların durumu yorumlamaları. Faşizm demeleri de bir yorumdur ve bu mahkeme için bir geçerliliğe sahip değildir.

2.Dilekçe Amsterdam baskınında sözde ele geçirilen belgeler arasında bulunan DHKC'nin 2 Haziran 2003 tarihli açıklamasının mahkemede okunulması. Bu açıklamada; DHKC Avrupa'da kadrolarının olmadığını, Avrupa'da demokratik mücadele yürütenlerin üyesi değil, sempatizanı olduğunu açıklıyor. Bildiğimiz kadarıyla DHKC bu açıklamanın içeriğine bugüne kadar ne düzeltti, ne de red etti. Dolayısıyla müvekkilimizin de dediği gibi kendisi bir DHKC üyesi değildir. DHKC bunu kendi açıklamalarında da belirtiyor.

Savcı: Bu açıklama 2003 yılına aittir. Ancak bizim Özgül Emre için tespit ettiğimiz terör örgütü üyeliği 2003 yılından sonrasına dayalıdır. Dolayısıyla bu açıklama bu dava için geçerliliğe sahip değildir.

Yener Sözen buna cevap olarak şunları söyledi; İşte tam da o yüzden dedik ki DHKC bugüne kadar bu açıklamasını red etmedi, düzeltmedi, değiştirdiğine dair hiç bir şey yazmadı. O yüzden kabul etmelisiniz ki DHKC'nin dediği günümüze kadar aynen o şekilde geçerlidir. Siz istediğiniz açıklamaları alıp müvekkilimin aleyhine kullanıyorsunuz, işinize yaramayan açıklamaları da bu şekilde kabul etmiyorsunuz. İşinize geldiği gibi değerlendiriyorsunuz. Böyle olmaz!

3.Dilekçe savcılığın DHKP-C ile eşittir dediği Halk Cephesinin yayınladığı Halk Anayasa Taslağının 5.baskısının mahkemede okunulması. Özellikle şu bölümlerin okunulmasını talep ediyoruz.. DHKP-C çok uluslu demokratik halk cumhuriyeti kurmak istiyor, DHKP-C ülkenin NATO üyeliğini bitirip ülkedeki bütün yabancı ülke üslerini kapatmak istiyor, 60'lardan beri siyasi, askeri ve ekonomik bütün kararların ABD'nin hegemonyası altında alındığını söylüyor ve bu durumu değiştirmek istiyor, kardeşliğe dayalı eşit ve adaletli bir düzen kurmak istiyor. Bunun için örneğin demokratik Kıbrıs çerçevesinde Rum ve Türkiye halkların kardeşliğini geliştirmek istiyor, Kürt halkının ulusların kendi kaderini tayın hakkını tanıyor ve bunun için mücadele ediyor.

Savcı Setton: 'Demokrasi', 'Faşizm', vs bu kavramlar hep yorum düzeyinde. Ayrıca DHKP-C biz tanıyoruz. En son yayınlanan açıklamalarında da dedikleri gibi silahlı mücadeleden vaz geçmediklerini defalarca söylediler. Türkiye'de yanında ikinci bir gücü tanımayan, tartışılmaz liderliği talep eden antidemokratik bir örgüt. Ayrıca bu Anayasa Taslağı örgüt tarafından mı yazıldı, bir yan kuruluş tarafından mı bilmiyoruz. Merkez Komitesi bunu onayladı mı onaylamadı mı onu da bilmiyoruz. O yüzden bu taslağın mahkemeye sunulmasını kabul etmiyoruz.

4. Dilekçe Amsterdam baskınında sözde bulunan iki datanın telekomünikasyon yoluyla gönderildiğine dair bilirkişi incelemesi talep ediyoruz. Ayrıca diğer 2 datanın adli tıp ilkelerine aykırı açılıp muhafaza edildiği ve değerlendirildiğine dair Alexander Geschernek isimli bilirkişinin mahkemede inceleme yapmasını talep ediyoruz. Bu bahsettiğimiz dataların güvenirliği sadece burada tanıklık yapan polislerin sözüne dayalı, ve bu kesinlikle yetersizdir. Güvenilir değildir. Kaldı ki o polisler bile konuyla ilgili doğru dürüst açıklama yapamadılar.

Savcı: Dataların nereye nasıl gönderildikleri mahkeme için belirleyici değil. Örgüt bu konuda birçok yönteme başvuruyor. Yeri geldiğinde elden kuryelerle de gönderiyor. Dolayısıyla neyi nasıl gönderdiği önem arz etmiyor.

Özgül Emre'nin savunması tarafından verilen dilekçeler ve Savcılığın cevaplarından sonra sıra İhsan Cibelik'in savunmasına geldi.

İhsan Cibelik'in avukatları Schmidt ve Jazenski:

1.Dilekçe Cibelik'in de defalarca dile getirdiği hak ihlalleri, işkence ve insanlık suçlarını somutlayan 2020-2022 İHD raporunun mahkemeye sunulması. Özellikle şu başlıklarla okunulmasını talep ediyoruz: Siyasi iktidarın baskıları ve yaşama hakkının ihlali, yaşama hakkı için mücadele, bunun bastırılmasına yönelik cezasızlık ve orantısız güç kullanımının artışı, hapishanelerdeki ve gözaltılarındaki işkence ve taciz, Helin Bölek, İbrahim Gökçek, Mustafa Koçak ve Ebru Timtik'in açlık grevi direnişleri ve bir bütün olarak hapishanelerdeki hak gasplarına karşı siyasi tutsakların direnişleri.

Savcının cevabı: Yine bu rapor da aynı şekilde belli bir kesimin Türkiye'yi yorumlamasıdır. Yani yorum, somut bir gerçek değil. Zaten profesör Çopur burada bilirkişi olarak uzun uzun anlattı Türkiye'nin durumunu ve inanıyorum ki İHD raporuyla birçok noktada bilgiler örtüşecektir. Zaten biz bunları ceza belirlerken tutsakları siyasi mücadeleye sevk eden gerekçeler olarak hafifletici neden sayacağız, onun dışına çıkmaya ve uzun uzun rakamlara, detaylara gerek yoktur.

2.Dilekçe Alman TV kanalı ARD'de 2024 yılında yayınlanan ve Can Dündar tarafından yapılan 'Mafya babası, Erdoğan ve Ben' isimli belgeselin duruşma esnasında izlenilmesi.

3.Dilekçe- Yine bu belgeseli çeken Can Dündar'ın belgeselde yer verilen bilgilerle ilgili bilirkişi olarak bu mahkemeye çağrılması.

4.Dilekçe- CDU/CSU, Yeşiller Partisi, SPD ve FDP tarafından ortak yayınlanan ülkü ocaklarla ilgili 2020 tarihli broşürün ve Federal Almanya tarafından yayınlanan Türkiyeli aşırı sağ ve Bozkurtlar adlı 2021 yılında yayınlanan broşürün okunulması.

Son üç dilekçe zaman kısıtlığından dolayı sadece başlık olarak sunuldu, bir sonraki duruşmada gerekçeleri de açıklanacak. Dolayısıyla savcılık tarafından da henüz cevap verilmedi.

Bu duruşmada da, önceki bütün duruşmalarda gördüğümüz gibi mahkemenin sınıfsal niteliğini çok net görebildik. Mahkemeleri, heyetleri, savcıları, hiç biri adaleti sağlamak için orada değildir. Avukatlar ve tutsaklar defalarca bilirkişilerle, raporlarla, demeçlerle ve analizlerle Türkiye Cumhuriyetinin faşizmle yönetilen bir ülke olduğunu kanıtlamış olsa da, ve hatta mahkemenin kendi çağırdığı bilirkişi bile Türkiye için faşizmi tarif ederken, savcılık ve mahkeme heyeti davayı ısrarla sürdürmektedir. Yeri geldiğinde bizi ilgilendirmez diyorlar, direnme hakkı herkes için var ama DHKP-C için yok diyorlar, yeri geldiğinde raporlar eski diyorlar, yeri geldiğinde yeterince eski değil diyorlar. Emperyalizmin Setton gibi tescilli kadrosunu bile utandıracak kadar somut bir durum oluştuğunda ise 'bunlar yorum, Merkez Komite onayladı mı bilmiyoruz' vb kaçamak cevaplar veriyorlar. Davanın düşmemesi için ellerinden geleni yapıyorlar. Çünkü onların sorunu adaleti sağlamak değil, Türkiye faşizmine arka çıkmaktır. Çünkü Almanya Emperyalizmin siyasi ve ekonomik çıkarları öyle buyuruyor. Hukukçular ise bu çıkarları adalet maskesi arkasında meşru bir kılıfa sokmak zorundalar. Tek görevleri de budur! Adaleti değil, emperyalizmin çıkarlarını korumaktır.

Dolayısıyla yargılanmaya, rezil olmaya mahkumlar. Çünkü doğrular her duruşmada yüzlerine vuruluyor. Doğrular Özgül'ün, İhsan'ın, Serkan'ın tarafındadır. Bu böyle devam edecek. Bu doğruların karşısında çocuğu bile ikna edemeyecek laflarla sıyrılmaya çalışıyorlar ki başaramayacaklar. Bütün dünyaya rezil oldular, olmaya devam edecekler.

Tüm halkımızı sonuna yaklaşan davanın duruşmalarına gelmeye, emperyalizmi tutsaklarımızla birlikte yargılamaya çağırıyoruz. Bir sonraki duruşma yine Düsseldorf OLG mahkemesinde, 29 Ağustos Perşembe günü saat 13:30'da başlayacaktır!

ÖZGÜL EMRE, İHSAN CİBELİK, SERKAN KÜPELİ ONURUMUZDUR!

EMPERYALİZM BİZİ DEĞİL, BİZ EMPERYALİZMİ YARGILIYORUZ!

KAHROLSUN EMPERYALİZM VE FAŞİZM, YAŞASIN MÜCADELEMİZ!

Faşist 129 Yasası Kaldırılsın Komitesi

22.08.2024

[blogger]

Author Name

Halkın Sesi TV

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.