Faşizmin kuyu tipi hapishanelerine ve sürgün-sevk işkencesine karşı süresiz açlık grevi direnişinde olan Grup Yorum Özgür Tutsağı Cem Dursun halkımıza çağrı konuşması yayınlandı.
Grup Yorum’un
resmi YouTube kanalı olan “Grup Yorum Official” sayfasında 8 Ağustos’ta
yayınlanan hapishane telefon görüşmesi ses kaydında C. Dursun şu açıklamada ve
çağrıda bulundu:
Öncelikle bizi
ailemizden, dostlarımızdan, halktan tecrit ettiler. Sonra sürgünlerle ayırdılar
Yorum üyelerini.
Ve en son kuyu
tipi politikalarıyla düşüncelerimizden tecrit etmeye çalışıyorlar. Yani
buraları çok defa yazdık, anlattık. Zaten sözle anlatabileceğimiz kadar, hiçbir
söz yeterli gelmez diyelim.
Buralara ne
gün giriyor ne gece giriyor!
Ne güneşi
görebiliyoruz ne gökyüzünü görebiliyoruz!
Ancak ölüm
girer buralara. O yüzden betondan tabut olarak nitelendiriyoruz buraları.
Hasan
Hüseyin’in bir sözü var ya: “İnsan, ölmek mi yaşamak, yaşamak mı ölmek?”
diye.
Biz her anlamda
yaşamak istiyoruz. Hem de çok yaşamak istiyoruz. Ama bu kuyuda adaletsizlikte,
sürekli her anını dövülerek geçirmek istemiyoruz. Hem onurluca yaşamak
istiyoruz hem kişiliğimizi koruyarak yaşamak istiyoruz. Bu yüzden direniyoruz. Yani
ikinci bir seçeneğimiz yoktu direnirken.
Bizi buraya
gönderenler bize bir zorunluluk sundular. Biz bu zorunluluğun farkına vardık
sadece. Yani daha direnmeseydik dostlarımızın yüzüne, sizin yüzünüze
bakamazdık. Bırakın sizleri, sokaktan geçerken sokakta hiç tanımadığımız bir
insanın yüzüne dahi bakamazdık.
O yüzden
onurumuzu, yaşam hakkımızı, adaleti savunmak için tarihten bugüne aydınların
sorumluluğu hep olagelmiştir direnmek. Yani Pir Sultan’dan Dadaloğlu’na,
Sabahattin Aliler’den Mahirlere Ruhi Sulara her türden bedel pahasına onurla
yaşattılar bu töreyi. Biz de aynı töreyi yaşatıyoruz.
Önce
İbrahim’le, Helin’le yaşadık ve yaşattık, hep beraber tanık olduk buna. Onlara
sözümüz var; anılarına sevgi, saygı ve bağlılıkla takip edeceğiz ayak izlerini.
Bugün dört
direnişçi var ve bunlardan 3’ü Grup Yorum üyesi. Bu da ayrı bir gurur yaşatıyor
bize.
Elbette ki bu
koşullarda yaşamayı biz tercih etmezdik. Ama bu koşullara konulduysak, nasıl
yaşayacağımıza da biz karar veririz. Bu yüzden direnişi seçtik.
Yorum
tarihinden bu yana hep direnenlerin türkülerini yapma geleneğine sahipti. Şimdi
bu şekilde yaşamak da bizim payımıza düştü. Yani bu anlamda sizin bizi
sevdiğinizden ve bizim için üzüldüğünüzden eminim. Ama sizden bir isteğimiz
var, yani bizim için üzülmeyin.
Üzülmek
çaresizliktir, çözümsüzlüktür. Çaresiz değiliz, çaresiz değilsiniz.
Bizim
elimizden gelen şey direnmek. Bunu yapıyoruz…
Ama sizden
üzülmek yerine öfke duymanızı istiyoruz. Bunu tercih edelim.
“Sevmek”
derken de sevmek sadece bir kelime değil yani. Sevgi somuttur. Ve sevginizin
gücüne güveniyoruz. Bu güçten besleniyor, bu güçle zaferi kazanacağımıza
inanıyoruz. Ve çok netiz bu konuda. Zafer kesinlikle bizim olacak. Tekrar
konser ve şenliklerde buluşacağız. Halil İbrahim sofrasında hep beraber
oturacağız. Dediğim gibi sizlere güveniyoruz.
Sesimizi
duymanızı ve sesimize ses olmanızı istiyoruz.
Sizlere
sımsıkıca kucaklıyoruz. Oktay arkadaşımın, Mehmet Güvel’in çokça selamlarını
iletiyorum. Aynı zamanda bizimle beraber direnen Rezzan Şengül, Vedat Doğan’ı
da sıkıca kucaklıyoruz.
Onlarla
beraber zaferi tırnaklarımızla söküp alacağız. Buna inancımız sonsuz.
Tekrardan
hepinize sevgi ve selamlarımızı gönderiyoruz.
Görüşmek üzere…
Grup
Yorum Official YouTube kanalında yayınlanan konuşma kaydını aşağıdaki bağlantı
adresi üzerinden dinleyebilirsiniz: