Kampın sekizinci gününde de diğer günlerde olduğu gibi sabah 8.30'da spor ile güne başlandı.
Kahvaltıdan
sonra seminere geçildi. Seminer konusu Hukuk nedir ve Almanya’daki 129
yasalarıydı. Seminerde ilk olarak HHB enternasyonal büro üyesi Av. Günay Dağ hukukun
ne olduğuna, düzenin ve bizim hukuka bakışımızın nasıl olması gerektiğine
değindi, hukuk ve meşruluk arasındaki ilişkiye vurgu yaptı. Düzenin hukukunun
halklara karşı asıl olarak iki şekilde kullanıldığının altını çizen Günay Dağ,
ilk olarak hukukun yasal zor ya da şiddet boyutuna yani yasal zorbalık boyutuna
değindi. İkinci olarak da hukukun mevcut sömürü düzeninin devamı için bir
“meşruluk” düşüncesi yarattığı, “yasal olanın meşru olduğu” düşüncesinden
yararlanarak her türlü zorbalığını, adaletsizliğini meşrulaştırmaya
çalıştığından bahsetti ve meşru olan yasal olan değildir, meşru olan haklı
olandır, meşru olan haklar ve özgürlükler için mücadelenin kendisidir dedi.
Günay Dağ’ın ardından Alman emperyalizminin devrimcilere karşı silah olarak
kullandığı 129 yasalarına karşı 313. Gün boyunca açlık grevi direnişini
sürdüren Eda Deniz Haydaroğlu söz aldı. Eda Deniz Haydaroğlu da sunumunda 129
yasalarının tarihinden, 129/a-b yasalarının Nazi hukukunun devamı niteliğinde
olduğundan ve Alman emperyalizminin bu yasaları geçmişte ve bugün devrimcilere,
özellikle Türkiyeli devrimcilere karşı nasıl bir silah olarak kullandığından
bahsetti. Son olarak 129 yasalarına karşı mücadeleden ve bu mücadelede neler
yapılabileceğinden, nasıl bir yol izlenebileceğinden, hangi yöntem ve araçların
kullanılabileceğinden bahsedilen seminer soru-cevap ve önerilerle sona erdi.
Seminerin
ardından kampın gezi programının 2.nci bölümüne geçildi. Gezi programında önce
1 Mayıs 1944'te Nazi işgaline karşı direnişe öncülük eden 200 Yunan komünistin
Naziler tarafından kurşuna dizildiği Kesaryani parkı ziyaret edildi. Parkın
bulunduğu bölgenin tarihi ve bu bölgedeki direnişin önemi hakkında bilgiler
verildi. Buradaki gezinin ardından hep birlikte yemek yenildi ve Varkiza
plajına gidildi. Burada bir süre denize girildikten sonra da gün batımı
manzarası ile de meşhur olan ve Poseidon tapınağının bulunduğu Sounion'daki
tepeye gidildi. Burada gün batımı manzarası izlendikten sonra da topluca geri
kamp alanına dönüldü ve gün sona erdi.